Ameliyatsız Kanser Tedavisi
Kanser tedavisinde ameliyatsız olarak uygulanan birçok girişimsel radyolojik yöntemden yararlanılmaktadır. Bunların bir kısmı direkt tümörü yok etmeye yönelik tedaviler, diğer bölümü de tümöre bağlı ortaya çıkan organ fonksiyon bozukluklarını düzeltmeye yönelik tedaviler olarak özetlenebilir.
Direkt kanserli dokuyu ya da tümörü yok etmek için en sık kullanılan girişimsel radyolojik yöntem ablasyon tedavileridir. Sıklıkla ısı uygulaması ile gerçekleştirilen ablasyon tedavilerinden RF (radyofrekans), mikrodalga ve lazer ablasyon tümörü ısıtarak yok ederken; kriyoablasyon tedavisinde tümör çok şiddetli soğuk uygulanarak dondurulur ve yok edilir. Benzer bir uygulama da ethanol ile kimyasal ablasyondur. Ancak günümüzde kullanımı azalmıştır.
Özellikle karaciğer, böbrek, akciğer ve kemik tümörlerinde cerrahi seçenek yerine kullanılabilen ablasyon tedavileri uygun hastalarda cerrahi uygulamalar kadar başarılı sonuçlar vermektedir. Prof. Dr. Enes Duman kanser bulunan tüm organlara yönelik farklı ablasyon yöntemleri ile ameliyatsız yapılan girişimsel tedaviler uygulamaktadır.
Direkt tümörü yok etmek amaçlı tedavilerden bir başka grup da kemoembolizasyon ve radyoembolizasyon yöntemleridir. Halk arasında nokta atış yöntemi olarak da bilinen bu özel teknikler sıklıkla karaciğerde çok sayıda tümör olması durumunda ameliyatsız tedavi için kullanılmaktadır. Kasıktan anjio işlemi ile girilerek karaciğeri besleyen ana atardamara ulaşıldıktan sonra çok ince kateterler ile karaciğer içerisinde tümörü besleyen dallara dek gidilerek yapılan bu tedaviler özel eğitime sahip uzmanlık ve teknik gerektirir. Radyoembolizasyonda içerisinde sadece tümör dokusuna etki edecek güçte radyoaktif madde yüklü özel mikroküreler kullanılır.
Kemoembolizasyonda ise; önceden ilaç ile doyurulmuş teknoloji ürünü mikroküreler, tümör içerisindeki kılcal damarlara enjekte edilerek tüm ilacın sadece tümörlü dokuya verilmesini sağlar. İlaç tümörün içerisinde kalır ve yavaş yavaş salınır. Ayrıca tümör besleyici dalları da kapandığı için tümörün beslenmesi de ortadan kalkar. Bu özel teknikler ile Prof. Dr. Enes Duman kanser hastalarına ameliyatsız girişimsel tedaviler uygulamaktadır.
Kanserde tümöre bağlı ortaya çıkan organ fonksiyon bozukluklarını düzeltmeye yönelik girişimsel radyolojik tedaviler ise çok çeşitlidir. En sık kullanılanlar safra yolu tıkanıklığına bağlı oluşan sarılığı yok etmek için yapılan stent ve kateter uygulamalarıdır. Benzer şekilde, idrar yolu tıkanıklıklarında da stent ve kateterler (nefrostomi) uygulanır. Kansere bağlı hangi kanalda tıkanma olursa ona yönelik bir girişimsel işlem mevcuttur. Örneğin; yemek borusu tıkandıysa buna yönelik stent uygulanabilir ya da bağırsaklarda yine benzer şekilde girişimler yapılabilir. Yine kansere bağlı kanama ortaya çıkması halinde de girişimsel olarak kanayan damara anjiyo ile ulaşıp bunun tıkanması ve tedavisi yapılmaktadır.
Kanserde tümöre bağlı ortaya çıkan ağrının giderilmesi amacıyla uygulanan çeşitli girişimsel radyolojik tedaviler de mevcuttur. BT (bilgisayarlı tomografi), ultrason ya da anjiografi eşliğinde görüntülenerek yapılan bu tedavilerde RF (radyofrekans) ya da kimyasal ablasyon teknikleri ile özel cihazlar kullanılarak ağrı kontrolü sağlanmaktadır.
Kanser hastalarında tüm bu ameliyatsız tedavilerin yanında girişimsel radyoloji kliniğinde; teşhisten diğer tedavilerin düzenlenmesine dek tanımlanabilecek geniş spektrum içerisinde, tanı amacıyla yapılan iğne biyopsilerinden, kemoterapi için gerekli santral kateterlerin uygulanmasına; karın içinde ve akciğer zarlarında oluşan sıvı birikimlerinin boşaltılmasından, kansere bağlı toplardamar tıkanıklıklarının açılması ve filtre ile pıhtı atmasının önlenmesine dek çok sayıda tedavi yöntemleri mevcuttur. Tanımlanan bu tip girişimlerin hepsi, girişimsel radyoloji kliniğinin günlük rutin uygulamaları içerisinde yer almaktadır.