İyileşmeyen Ayak Yaraları ve Diyabetik Ayak

Diabetes Mellitus ya da genel bilinen adıyla “Şeker Hastalığı” insülin hormonundaki eksiklik veya bu hormonun etkisindeki bozukluğa bağlı olarak kan şekerinin yüksek seyrettiği kronik bir hastalıktır. Hastalık insanda göz, böbrekler, damar tutulumu, duyu hissinin kaybolması gibi olumsuz sonuçlara sebep olabilir. Bu hastalığın yarattığı bir başka sorun da “Diyabetik ayak” olarak tanımlanır ve şeker hastalarının ayaklarında iyileşmesi güç yaralar olarak karşımıza çıkar.

  • Modern çağın salgın hastalığı
  • Ülkemizde bu hastalıkla yaşayanların sayısı 11 milyondan fazla
  • Tip 2 diyabet hastalığı çocukluk yaşlarında da artış gösteriyor
  • Başta damarlar olmak üzere vücuttaki hemen her organı etkiliyor
  • Kalp-damar hastalıklarının en önemli sebeplerinden birisi
  • Diyabetin ayak komplikasyonları neden ile dünyada her 30 saniyede bir ayak kaybı yaşanıyor
  • Diyabetli hastaların %25 inde diyabetik ayak yarası gelişiyor ve bu hastaların yaklaşık yarısı ayaklarını kaybediyor

Diyabetik ayak bulguları nelerdir?

  • Duyu azalması veya kaybı
  • Ayak şekil bozuklukları
  • Ayak yaraları
  • Ayakta renk değişiklikleri
  • Ciltte kuruluklar, çatlaklar 

Diyabetik Ayaktan Korunmak İçin Neler Yapılmalıdır?


İlk olarak mutlaka kan şekeri seviyenizi normal sınırlar içinde tutmanız gerekiyor. Evde günlük kan şekeri takibinizi yapmanız ve düzensizlik gördüğünüzde doktorunuza başvurmanız gerekmektedir.  Öncelikli olarak risk altındaki hastalar ayaklarındaki koruyucu hissetme duyusunun kaybolacağını bilerek günlük ayak kontrolünü yapmalarının önemini anlamış olmalılar. Uygun ayak bakımı temel olarak ayak cildinin korunması, tırnak bakımı ve uygun ayakkabı seçimini kapsar. Her gün ayaklarınızı ılık su ve sabunla yıkayınız. Özellikle parmak aralarınızı mutlaka yumuşak bir havlu ile kurulayınız. Olası bir kanama ya da iltihabı görmek için beyaz havlu tercih ediniz. Cildinizin kuruyup çatlamaması yumuşak ve nemli kalması için yumuşatıcı, nemlendirici bir vücut losyonu ya da ayak kremi kullanınız. Parmak aralarınızın kuru kalması gerektiğinden, kremi parmak araları hariç tüm ayağınıza kullanınız.  Ayak tırnaklarınızı keskin bir tırnak makası ile kısa olamamak şartıyla dikkatlice ve düz kesiniz. Kestikten sonra törpüleyiniz ve sonra diğer parmağınıza geçiniz. Görme problemleriniz varsa ya yakınlarınızdan yardım alınız ya da daha doğru olan ayak bakımınızı, düzenli bir şekilde yaptıracağınız ve sterilizasyona, temizliğe dikkat edilen bir klinik bulmanızdır. Aksi takdirde kullanılan ve steril olmayan malzemelerden enfeksiyon kapma riskiniz yüksektir. Ayrıca bilinçsiz yapılan pedikür de ayağınızı riske atacaktır. Tercihen her zaman kendinize ait manikür ve pedikür setinizi kullandırmanız en doğrusu olacaktır.

Her gün bir ayna yardımı ile ayaklarınızı kontrol ediniz. Ayaklarınızda renk değişikliği, kızarıklık, kesik, su toplaması gibi değişikliklerin olup olmadığına bakınız. Çorabınızın lastiksiz olmasını tercih ediniz ve günlük olarak değiştiriniz. Çorabın ayağı sıkmamasına ve pamuklu olmasını dikkat ediniz. Ayakkabınızı giymeden önce içinde yabancı cisim olup olmadığını kontrol ediniz. Ayakkabı seçiminizi mutlaka rahat, yumuşak, yuvarlak burunlu, lastik tabanlı ayakkabılardan tercih ediniz. Çorapsız ayakkabı kesinlikle giymemelisiniz. Ayrıca yüksek topuklu ayakkabılar ve ucu açık veya dar ayakkabılar da uygun değildir. Ayakkabı genişleyebilmesi açısından bağcıklı olması tercih edilmelidir. Ayrıca uzun süre kullanılmış, yıpranmış ayakkabılar rahatlığını yitirir ve sorunlara neden olur. Eğer ayaklarınızda şekilsel olarak bozukluk varsa mutlaka özel yapım ayakkabı tercih etmelisiniz. Yeni ayakkabılarınızı alışana kadar günde 2-3 saatten fazla giymemelisiniz.  Oluşan sertlikleri veya nasırları kendiniz kesmeyiniz. Kesik, tırnak batığı, mantar enfeksiyonu gibi durumlarda da hiçbir müdahalede bulunmadan bir ayak bakım uzmanına,  ayak bakımı konusunda özelleşmiş bir kliniğe başvurunuz. Evde veya dışarıda kesinlikle çıplak ayakla dolaşmayınız. Ayağınıza batan yabancı bir cismi hissetmeyebilirsiniz.

Ayaklarınızı ısıtmak için soba, elektrikli ısıtıcı ve kalorifer peteklerine fazla yaklaşmayınız. Asla sıcak su torbası ile ayaklarınızı ısıtmaya çalışmayınız. Ayaklarınızda his kaybı olduğundan oluşacak olası yanıkları ve hasarları hissetmeyebilirsiniz.

Diyabetik Ayak Nasıl Tedavi Edilir?


Diyabetik hastalarda, diyabetin uzun dönemde sinir, damar yapıları ve bağışıklık sistemi üzerine olan olumsuz etkileri nedeniyle ayaklarda şekil bozukluğu ve yara oluşma riskinde artış söz konusudur. Diyabetik hastalar, hastaneye en çok ayakta yara nedeniyle yatarlar. Bu yaraların tedavisi haftalar hatta aylar sürebilmektedir. Diyabetik ayak yaralarının tedavisinde hasta; Endokrinoloji, Ortopedi, Kalp ve Damar Cerrahisi, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi, Enfeksiyon hastalıkları ve en önemlisi Girişimsel Radyoloji kliniklerinden oluşan bir ekip tarafından değerlendirilmelidir. Ayakta iltihap (enfeksiyon) varlığında uygun antibiyotik tedavisi başlanmalıdır. Yara bölgesindeki ‘’ölü doku’’ olarak adlandırılan kısımların cerrahi yöntemlerle yara bölgesinden uzaklaştırılması gerekir. Yara bölgesinin düzenli olarak pansumanı yapılmalıdır. Hastaların kan şekerlerinin normal değerlerde olması için uygun diyet ve insülin tedavisi düzenlenmelidir. Ayrıca yaranın üzerine basılması iyileşmeyi geciktireceğinden basıyı engelleyecek ortopedik önlemler alınmalıdır.

Diyabetik hastaların yarısından çoğunda damarlarda tıkanıklık veya bozukluk oluşur. Bu durum yara bölgesine kan akımını azaltarak yaranın iyileşmesini engelleyeceğinden damarlardaki tıkanıklığın uygun yöntemlerle açılması gerekir. Ayak yaraları bulunan hastaların damarlarına yönelik erken müdahale edilmemesi uzuv kaybına kadar gidecek olan süreci başlatır. Girişimsel radyoloji ünitelerinde yapılan müdahaleler ile tıkalı damarlar ameliyat gerekmeksizin açılarak ayağa kan akımı arttırılır ve yara iyileşmesi hızlandırılır. İşlemler genellikle lokal anestezi altında iğne deliği kadar küçük bir kesi yapıldıktan sonra damara girilerek yapılır. Daralma veya tıkanma olan damar bölümleri balon ile genişletilerek ya da bu bölgelere stent yerleştirilerek tedavi işlemleri gerçekleştirilir. İşlemler genellikle günübirlik olarak gerçekleştirilir. Anjiyografi eşliğinde tedavi edilen hastalarımız aynı gün taburcu edilebilir.

Ayakta iyileşmeyen yaraları olan hastalarımızın mutlaka bir girişimsel radyolog tarafından değerlendirilmesinde fayda vardır. Yapılabilecek erken müdahele ile hastalarımızın parmak ayak ya da bacaklarının kesilmesinin önüne geçilebilir.

Bazen ayaktaki iyileşmeyen yaralar diyabetik ayaktaki gibi atardamarların tıkanması-daralmasına bağlı olarak değil toplardamar yetmezliğine bağlı olarak da gerçekleşebilir. Toplardamar yetmezliğine bağlı gelişen ayak yaraları genellikle ayak bileğine yakın yerleşim gösterir. Sıklıkla yara çevresinde kahverengi renk değişikliği, bacak şişliği ve ağrı gibi toplardamar yetmezliğinin diğer bulguları da eşlik eder. Hastalardaki toplardamar yetmezliği uygun şekilde tedavi edilir ise yaralar hızlı bir şekilde iyileşir. Tedavide amaç yetmezlik olan damarın tedavisidir. Yetmezlik olan damarın tedavisi girişimsel radyoloji ünitelerinde lokal anestezi eşliğinde yaklaşık 45 dakikalık bir işlem olan ablasyon tedavisi ile yapılabilmektedir.